BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİ (1038–1157)
1.Selçuklu beyleri Oğuzlar Devletinden ayrılarak Samanoğullarına ait olan Cend şehrine yerleşti. Samanoğulları, Selçuklulara bağlı Oğuzlardan Karahanlı ve Gazne saldırıları karşısında yararlandı.
2.Samanoğulları devleti yıkılınca, Selçuk Bey Maveraünnehir bölgesinde etkinlik sağladı.
3.Aslan Bey zamanında Selçuklular Horasan'ı almaya çalıştılar. Buna karşı çıkan Gazneli Mahmut, Aslan beyi tutukladı. Bundan sonra Selçukların başına Tuğrul ve Çağrı kardeşler geçti.
4.Tuğrul Beyin idaresinde Selçuklular gaznelileri Nesa ve Serahs Savaşlarında yenilgiye uğrattı. Daha sonra Nişabur şehrini aldı (1038). Kendi adına hutbe okuttu. Böylece bağımsızlığını ilan etti.
5.Tuğrul bey, Dandanakan Savaşını kazandı (1040) ve Gaznelileri egemenlik altına aldı. Böylece Selçuklular imparatorluğa dönüştüler.
6.Tuğrul bey, ihtiyaçlar üzerine yeni topraklar kazanmak amacıyla Doğu Anadolu'ya ve Kafkasya'ya akınlar başlattı. Bu seferler sırasında Bizans ve Gürcü orduları Pasinler Savaşında yenilgiye uğratıldı (1048). Esir denilen Gürcü kralı barış yapılarak serbest bırakıldı. Pasinler Savaşı ilk Bizans–Selçuklu çatışmasıdır.
7.Tuğrul Bey, giderek bölgede kuvvetlenince Abbasi halifesi kendisinden yardım istedi. Bunun nedeni Fatimilerin ve Büveyhilerin Abbasi halifesine saldırmalarıdır. Tuğrul Bey, Büveyhi Devletine son vererek halifeyi korumasına aldı. Bundan sonra Türkler İslam dünyasında daha etkin olmaya başladılar.
MALAZGİRT SAVAŞI (1071)
Alparslan zamanında Anadoluya yapılan seferler sürdürüldü. Fatimilerden Suriye'yi almak için Suriye seferine başlandı. Ancak Bizans kralı Romen Diyojen Selçuklu akınlarını durdurmak için Doğu Anadolu'ya güçlü bir orduyla sefer düzenledi. Alparslan Suriye seferini yarıda kesti. Yapılan Malazgirt Savaşını kazandı (1071). Bundan sonra Selçukluya bağlı komutanlar Anadoluyu yeni bir yurt yapmak için fetihler yaptılar. Bunun sonucunda Anadolu'da ilk Türk beylikleri kuruldu. Bu beyliklerin başlıcaları şunlardır: Saltuklular, Artukular, Danişmentler ve Mengücekler.
Devletin en güçlü olduğu dönem Melikşah zamanıdır. Devletin egemenlik alanı Marmara bölgesinden Orta Asya'ya, Basra Körfezine ve Kafkasya'dan Suriye'ye kadar genişlemiştir. Melikşahtan sonra devlet zayıflamıştır. Bunun başlıca nedenleri şunlardır:
a.Taht kavgaları
b.Atabeylerin bağımsız beylikler kurmaları
c.Batıni tarikatında olanların isyanları (Bu tarikat Şiiliğin bir kolu idi)
d.Abbasi halifelerinin siyasi güç kazanmaya çalışmaları
e.Türkmenlerin isyanları. (Türkmenler, önemli görevlere atanmadıkları için isyan etmişlerdir.)
Sultan Sencer yukarıdaki sorunlara rağmen otoriteyi yeniden sağladı. Devleti yeniden kuvvetlendirdi. Ancak, doğudan gelen Moğol kökenli Karahitaylarla yapılan Katvan Savaşını kaybettiler (1141). Savaştan sonra Selçuklular yıkılış sürecine girdiler. Sultan Sencerin bir Oğuz isyanında esir düşmesi ve ölmesinden sonra devlet yıkılmıştır. Bundan sonra İmparatorluk topraklarında aşağıdaki devletler ile atabeylikler kuruldu. Horasan Selçukluları, Kırman Selçuklulrı (Güney İran'da), Irak Selçukluları, Anadolu Selçukluları, Zengiler Atabeyliği ve Böriler Atabeyliği, Tuğtekinler Atabeyliği, İldenizoğullarıdır. Bunların içinde en etkili olanı Anadolu Selçukluları ve Musul'daki Zengiler Atabeyliğidir.
BÜYÜK SELÇUKLULARDA YÖNETİM VE KÜLTÜR
1.Devletin bütün işleri "Büyük Divan" denilen kurulda görüşülürdü. Son söz ve karar sultana aitti.
2.İktidara gelmek, belirli esaslara ve seçim usullerine bağlanmamıştı. Her şehzade iktidara gelme konusunda eşit haklara sahipti. Bu nedenle taht kavgaları yaşanmıştır. Devlet zarar görmüştür.
3.Melik ünvanı verilen şehzadeler vali olarak atanırlardı. Yanlarında Atabey denilen tecrübeli devlet adamları vardı. Atabeyler şehzadelere yönetimle ilgili bilgi kazandırırlardı. Ancak bunlar devletin merkezi otoritesi zayıflayınca bağımsız beylikler kurmuşlardır.
4.Hukukla ilgili sorunları çözmek için hükümdarın başkanlığında Divan–ı Mezalim denilen bir meclis kurulmuştur.
Sivil halk arasındaki davalara kadılar bakmışlardır. Askeri davalara ise Kad–ı Leşker denilen görevliler bakmıştır.
5.Ordu, Gulâmlar, İkta askerler ve Türkmenler denilen sınıflara ayrılmıştır.
Gulâmlar, küçük yaştaki çocukların temel askerlik eğitimden geçirilmesiyle oluşturulmuştur. (Devşirme usulü) Bunlar devletten maaş alırlardı.
İkta askerler toprakların geliriyle yetiştirilirdi.
Türkmenler ise sınırlarda görev yapan akıncı birliklerdi.
6.Toprakların tümü devletin malı sayılmış ve has, ikta, vakıf ve mülk olmak üzere çeşitlere ayrılmıştı.
7.Resmi dil Farsça idi. Eğitim dili ise Arapçaydı.
İslâm dünyasının ilk büyük üniversitesi sayılan Nizamiye Medresesi Alparslanın emri ve Vezir Nizamül mülkün çabalarıyla yapılmıştır. Bu dönemde ünlü matematikçi Ömer Hayyam ile tasavvuf adamı Ahmet Yesevi yetişmiştir. Ahmet Yesevi Divan–ı Hikmet adlı tasavvuf nitelikli yapıtı yazmış ve Göçebe Oğuz boylarına İslamiyeti tanıtmıştır.